Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğü Yaşanmasında 10 Önemli Koruyucu Faktör
Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğü Yaşanmasında 10 Önemli Koruyucu Faktör
Tatil sonrasında ruh sağlığında sıkıntıya yol açabilecek belirtiler;
Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, tatil sonrası iş hayatına adaptasyon güçlüğünün çoğu kişide görülebildiğini söyledi. Arslan, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu, “Bu durum son derece normaldir. Ancak bu adaptasyon süresinin uzaması kişilerin iş ve sosyal yaşamlarında bir takım sorunların oluşmasına neden olabilmektedir. Kişilerin tatil sonrası ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek belirtiler şu şekilde sıralanabilir”
Sosyal belirtiler
İnsanlara karşı savunmacı bir tutum sergilemek, sürekli hata bulmaya çalışmak, problemleri dışsallaştırmak, insanlara güvenmemek, iş yerinden ayrılmayı istemek, toplantılara ya da randevulara gitmek istememek gibi belirtiler görülebilir.
Zihinsel belirtiler
Muhakemede güçlük, düşük iş kalitesi, düşük verimlilik, konsantrasyonda güçlük, unutkanlık ve karar vermede güçlük gibi belirtiler görülebilir.
Duygusal belirtiler
Tükenmişlik hissi, isteksizlik ve ilgisizlik, olumsuz duygu deneyiminde artış, öfke kontrolünde güçlük, aşırı hassasiyet, öz güvende düşüş, endişe kaygı ya da depresif belirtiler görülebilir.
Fiziksel belirtiler
Enerji kaybı ve yorgunluk, iştahsızlık uykuya dalmakta ya da uyanmakta güçlük ve bedensel ağrılar görülebilir.
Tatil sonrası adaptasyon güçlüğünün yaşanmasında 10 önemli koruyucu faktör
1. İyi olma halini tek bir nedene bağlamaktan kaçının
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki kişilerin yaşamdan aldıkları doyum ne kadar yüksekse psikolojik iyi olma halleri de o kadar yüksek olabilmektedir. Yüksek yaşam doyumu için kişinin gerçekliği ile beklentisi arasında bir dengenin olması gerekir. Dolayısıyla yaşamdan aldıkları doyum yüksek olan kişiler bu sürece daha rahat uyum sağlayabilmektedirler. Yaşam doyumunu arttıran tek faktör tatil süreci değildir. Kişiler iyi olma halini tek bir nedene ‘’tatile gitmeye’’ bağladıklarında sonucu hüsran olabilir.
2. Tatil sürecine dair gerçekçi beklentiler oluşturun
Tatile gitmeye yüklenen anlamlar gerçekçi boyutta olması, tatil sonrası sendorumunun oluşmasını engellemede son derece önemlidir. Örneğin; günlük hayatında işi ya da partneriyle problemleri olan birinin ‘’bir tatile gitsem kendimi çok iyi hissedeceğim.’’ şeklinde düşünebilir ve bu düşüncesi kişide tatile gitme isteğini harekete geçirebilir. Mevcut düşünce tatil kavramına büyük beklentiler yükleyen bir düşüncedir. Bu düşünceye sahip olan kişi mevut problemin kendisini değil hissettiği duyguyu gidermek istiyor olabilir. Kişi tatile gittiğinde duygusal anlamda kendisini daha iyi hissedebilir, hissetmeyede bilir ancak tatil sonrası problemin halen devam ediyor olması kişinin mevcut iyi hissetme beklentisine uymayacağından, kişilerin duygusal anlamda güçlükler yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle kişilerin, tatilin kısa ve keyifli bir süreç olduğu ancak tatil kavramının iyi hissetme halini sonsuza kadar olumlu yönde etkileyecek sihirli bir değnek olmadığını düşünmeleri psikolojik iyi oluş ve yüksek adaptasyon açısından son derecede önemlidir.
3. İş hayatınızda var olan mevcut problemleri çözümlemeye odaklanın.
Yapılan çalışmalarda iş memnuniyet düzeyi yüksek olan kişilerin tatil sonrası daha fazla yüksek adaptasyon gösterdikleri görülmektedir. Bununla birlikte iş hayatındaki problemler ya da düşük memnuniyet düzeyi kişiyi tatil öncesi de strese sokabilmekte ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dolayısıyla tatil öncesi örneğin ‘sorun yaşanılan kişiyle problemi konuşma, yardım isteme ya da iş yeri değişikliği’ gibi mevcut probleme yönelik çözüm odaklı yaklaşımlarda bulunmak psikolojik iyi oluş açısından son derece önemlidir.
4. Tatil öncesi işlerinizi biriktirmekten kaçının.
Tatile çıkmadan önce biriken işlerinizi azaltabildiğiniz kadar azaltın. Böylelikle tatil sonrası gelen sorumluluklarla baş edebilmeniz kolaylaşabilir.
5. İş ve eğlenci hayatınızda denge kurun.
Dinlenme süreci sadece yıllık izin gibi tatil süreçleriyle ilişkili değildir. Kişilerin iş ve eğlence hayatında bir denge sağlıyor olmaları ruh sağlığı açısından son derece önemlidir.
6. Tatil bitti diye kendinizi eve kapatmaktan kaçının.
Tatil sonrasında hobilerinizle ilgilenin, sosyalleşmeye zaman ayırın ve sevdiklerinizle birlikte vakit geçirin. Özellikle spor yapmak serotonin hormonu düzeyini yükselterek, tatil sonrası hissettiğiniz olumsuz duygunun yoğunluğunun azalmasına yardımcı olacaktır.
7. Tatil sonrasında işlerin bütününe birden odaklanmak yerine parçalara bölerek planlamalar yapın.
Planlamalar başlangıçta kişide stres ve kaygı uyandırabilir. Ancak öncelikli tamamlanması gereken iş, proje ve toplantı gibi planların yapılması, belirsizliğin oluşturduğu olumsuz duyguyu azaltarak kişiyi uzun vadede rahatlatır.
8. Tatil sonrasında hayatınızla ilgili radikal kararlar vermekten kaçının.
Tatilin verdiği yüksek enerji ve motivasyon sizi yeni planlamalar yapmaya ya da hayatınızla ilgili önemli kararlar almaya itebilir. Ancak yüksek motivasyonla üzerine düşünülmeden ve planlama yapılmadan ‘iş yeri değişikliği, taşınma, yeni ve önemli bir proje’ gibi alınan kararlar uzun vadede kişiyi olumsuz etkileyebilir.
9. Tatil sürecinde rutinlerinizi ve düzeninizi tamamen bozulmasına engel olun.
Rutinler kişinin ruh sağlığında önemli bir koruyucu faktördür. Tatil sonrası rutinlerde bozulmalar görülebilir. Bu süreçte günlük rutinize dönebilmek için kendinize zaman tanıyın. Özellikle tatilden bir kaç gün önce örneğin akşamları rutin saatlerinizde yatmak ve erken uyanmak gibi günlük rutinlerinize dönmeye çalışın.
10. Zorlandığınız durumlarda uzman desteği almaktan çekinmeyin.
Tatil sonrası adaptasyonda yaşadığınız güçlükler giderek artıyorsa mevcut durumla baş etmekte güçlük yaşıyorsanız, duygu yoğunluğunuzda bir azalma olmuyor ya da duygunun şiddeti giderek artıyorsa, ve bu durum günlük hayatınızı, işinizi ve işlevselliğinizi olumsuz yönde etkilemeye başladıysa bu durumda psikoterapi desteği almanız psikolojik iyi olma haliniz açısından oldukça önemlidir. (BSHA)
Kaynak: BSHA Haber Bülteni