Meme Kanseri Nedir? Kadınlar Kaç Yaşından İtibaren Tetkik Yaptırmalıdır ?

meme kanseri tedavisi

Metropol TV’de yayımlanan Metropol Sağlık Programı’na konuk olan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ergün Erdem meme kanseri teşhisi ve tedavisi konusunda açıklamalarda bulundu.

Meme kanserleri konusunda uzmanlaşan Prof. Dr. Erdem, Prof. Dr. Bülent Topuz’un sorularını yanıtladı. Meme kanseri görülme riskinin yaş aralığı hakkında konuşan Erdem, “meme kanserini derslerde öğrencilere 60 yaş üzeri hastalığı olarak anlatırız ancak pratikte baktığımız zaman 20’li yaşlarda da meme kanserine yakalanan hastalarımız var. Literatürde 8-10 yaşında birkaç vakadan bahsedilse de pratikte bunu görmedik. Meme kanserine yakalanan 18 yaşında hastamız da var. Ancak o memenin bildiğimiz kanserinden çok meme içerisindeki dokulardan kaynaklanan bir türdü. Bizim serimizde hastalarımız arasında en genç yaşımızı 22 olarak söyleyebilirim. Ama bir tane hasta değil, 20’li yaşlarda çok sayıda hastamız var ne yazık ki. Hasta takiplerinde 40 yaş civarında ilk muayene diyoruz ama bugün artık biz hastalarımıza pratikte 25 yaşından itibaren bütün kadınların meme kanseri açısından kontrollerine önem vermeleri gerektiğini söylüyoruz. Aile riski olan gruplara da bu yaşı 20 olarak söylüyoruz” dedi.

“Kadınlar Yılda 1 Kez Hekim Muayenesi Olmalıdır”

Prof. Dr. Ergün Erdem, “Öncelikle hekim muayenesi yapılmalıdır. O muayenede yaşına göre yapılacak gerekli görünen bir iki tetkik yapıldıktan sonra takip sürecinin nasıl olması gerektiği, bir kadının memesi açısından nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatırız. O çerçevede de kadınlar yılda bir kere hekim muayenesine mutlaka gitmelidirler” önerisinde bulundu. 

“Meme Kanserinde Erken Tanı Hayat Kurtarır”

Kanser hastalığı konusunda açıklama yapan Erdem şunları söyledi: “Vücudumuz milyarlarca hücreden oluşur. Bu hücrelerden sadece bir tanesi günün birinde kansere dönüşüyor ve çoğalmaya başlıyor. Bu çoğalma süresi üç buçuk ayda bir iki katına çıkıyor. Defalarca bölündükten sonra tespit edilebilir hale geliyor. Biz henüz tek hücreyken tanıyamıyoruz. Meme kanseri için tek bir hücrenin tespit edilebilir hale gelmesi aşağı yukarı 10 yıldır. Dolayısıyla şu anda muayenede hiçbir şey bulunmayan bir kadının memesinde kanser gelişiyor olabilir. Bu tespit edilebilir hale geldiğinde biz bunu tespit ettiğimizde buna erken tanı diyoruz. Çünkü biliyoruz ki meme kanserini erken tanırsak, memede sınırlı henüz koltuk altına gitmemiş olduğunu görürüz. Ve başarı oranımız yüzde 90’lara yaklaşıyor. Erken tanı hayat kurtarır. Her kanser için bu geçerli olmayabilir ama meme kanseri gerçekten erken tanının hayat kurtardığı hasta grubunu oluşturur.”

 Ne Zaman Ve Nasıl Tespit Edilebilir?

Kanserlerin sınıflandırmasının değişik özelliklere sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ergün Erdem, “Mesela bağırsak kanserlerinde derinlik gibi özellikler ön plandadır. Meme kanserinde çok önemlidir. Biz esas itibariyle 2 santimin altındaki kitleler için erken tümör diyoruz ama bu şu demek değil yani yanlış anlaşılmasın. İki virgül üç, iki buçuk santim. Bunlar da geç kalmış anlamına gelmez. Çünkü tek baktığımız özellik o değil başka bir sürü özelliğine bakıyoruz. Tespit edilebilir dediğimiz zaman da şunu söyleyebilirim.4-5 milimken tespit edebiliyoruz. Ben 1 milimlik bir tümör daha görmedim ama en erken en küçük çap olarak tespit ettiğimiz bizim kendi hastalarımızda en azından 5-6 milimetrelik tümorlerdir. Tespit ettiğimiz astar var. Bu tabii çok iyi bir radyoloji teknolojisinin desteğiyle yapılabilen bir tespittir. Hiçbir şikayeti olmayan bu hastaların tesadüfen kontroller sırasında işte diyelim ultrasonografide ya da mamografideki bir görüntü nedeniyle şüphe duyulan oradan yapılan tanı yöntemleriyle kanser tanısı konulanlar olabiliyor. Yoksa 5-6 milimetrelik bir kitleyi muayene ile tespit etmek kolay bir iş değildir. Yani çok yüzeyde falan olursa belki de genellikle o onu muayene değil de görüntüleme yöntemleri ile tespit edebilir” dedi. 

Kadınlarda Meme Muayenesinin Püf Noktaları

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ergün Erdem, kadınların meme kontrolüne önem vermelerini çünkü kendilerine meme kanseri şüphesiyle gelen çoğu hastanın kendi el muayenelerinden bir sorun hissederek kliniklere başvurduğunu söyledi. Erdem şöyle konuştu: “Günlük pratiğimizde şunu biliyoruz.Meme kanseri tanısı koyduğumuz hastaların yarıya yakını kanserin memesinde yaptığı değişiklikleri kendi bulup gelen hastalardır. Yani böyle rutin kontrollerde muayenelerde tespitten çok banyo yaparken, aynaya bakarken, giyinirken fark ettiği bir değişiklikle tanı koyduğumuz hastalar çoğunlukta bulunuyor. Dolayısıyla bu kendi kendine muayene dediğimiz kişilerin kendi yapması gereken işlem bizim için çok önemlidir. Ve biz hastalara şunu söylüyoruz yaptığınız muayenelerde başlangıçta memenizi tanırsınız. Çünkü çoğu hasta bize şunu söylüyor. ‘Ben anlamıyorum. Elimin dokunuyorum. Elime bir şeyler geliyor ama anlamıyorum’ Ben de şunu söylüyorum ‘eğer anlamıyorsanız ve sürekli aynı şeyleri buluyorsanız bir sorun yok demektir yeni bir şey fark ediyorsanız ya bu kadar sert değildi. Bu meme başı içeri doğru gitmeye başladı. Deri kalınlaştı. Kızardı. Meme başından akıntı gelmeye başladı. Özellikle kanlı gibi önemli olabilecek daha önce fark etmediğiniz yeni fark ettiğiniz ve ısrar eden bir değişikliğiniz varsa mutlaka tanıyı hekim koysun. Bu şekilde kendi kendine tespit ederken hastalarda tabii şöyle bir sıkıntımız var. Bunlar çok erken tanı olmuyor genellikle ama baştan itibaren bu muayeneyi yapan hastalarda erken tanı şansımız artıyor yani hiç muayene yapmadan bir gün memesindeki farklılığı tespit eden bir hasta genellikle çok erken olmayabiliyor ama baştan itibaren kendi kendini muayene edip de memesindeki farklılık hissedip gelen hastalarda erken tanı oranımız çok yüksek” 

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

 




Kaynak: BSHA Haber Bülteni

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar